ali
veliKÜRATÖR:
Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı
Küratör:
Ian Collins
KÜRATÖR:
Selen Ansen
KÜRATÖR:
Deniz Artun
KÜRATÖR:
Hülya Bilgi
KÜRATÖRLER:
Şeyda Çetin, Ebru Esra Satıcı
KÜRATÖRLER:
Catherine Milner, Károly Aliotti
KÜRATÖRLER
Catherine Milner, Károly Aliotti
SANATÇILAR
Sam Bakewell, Bertozzi & Casoni, Vivian van Blerk, Christie Brown, Phoebe Cummings, Bouke de Vries, Malene Hartmann Rasmussen, Klara Kristalova, Elsa Sahal, Kim Simonsson, Carolein Smit, Jørgen Haugen Sørensen, Hugo Wilson
Seramik, insanlığın ortak hikâyelerinin aktarılmasında her dönem öne çıkan bir araç olmuştur. Bulunan en erken örnekleri, seramiğin gündelik işlevden sembolik olana tümüyle farklı anlamlar taşıyan kullanımları olduğunu ortaya koymuştur. Günümüzde kil ve seramiğin, söylemin geri planda tutulup ham duyguların dışa vurulduğu soyut çalışmalarda yaygın kullanılışı, bu malzeme ve tekniğin güncel sanatın nasıl yeniden merak uyandıran alanlarından biri haline geldiğini gösteriyor.
Kalıpları Aşınca: Mit, Efsane ve Masallarla Avrupa’dan Çağdaş Seramik, farklı kültürlere ait, kuşaktan kuşağa aktarılan mitlerin günümüzdeki yankılarının ilham verici bir güncel sanat dalgası oluşturmasına dikkat çekiyor. Sergi, çoğu kez çanak gibi gündelik eşyaların yapımında kullanılan kilin, yetenekli ve vizyoner sanatçıların ellerinde, insani duyguları ifade eden, yalın ancak bir o kadar da güçlü bir malzemeye dönüşme potansiyeline odaklanıyor. Sanatçılardan kimi, şekillendirdiği kili fırınlamaya ihtiyaç duymadan sergilerken, kimi ise buluntu seramik parçalarıyla eser üretiyor. Farklı tekniklerin kullanıldığı bu çalışmalarda, hipergerçekçilikten soyutlamaya uzanan yaklaşımları görmek mümkün.
Sergideki eserler kâbusların rüyalarla, güzelliğin dehşetle ve geçmişin günümüzle harmanlandığı bir evrenden doğuyor. Bu çalışmalar, Kuzey Avrupa’nın gür ve karanlık ormanlarından, Homeros’un deyimiyle “gül parmaklı şafağın” kapladığı gökkubbeye uzanıyor. Grimm Kardeşler ve Andersen masallarından, bulutları devşiren Zeus ile yılan saçlı Medusa’ya kadar çeşitlilik gösteren anlatılar, insan yaşamını ve doğasını kil ile yoğurarak sorguluyor. Hikâye anlatıcılarla dolu Kalıpları Aşınca’daki katmanlı, rengârenk yapıtların serginin kapsamının da dışına taşarak, 21. yüzyıla bir yorum getirmeyi amaçlayan evrensel bir sanat alanına işaret ettiği aşikâr.